tour

I

n f

1 construction kule [ku'le]

◊

la tour d'une cathédrale — bir katedralin kulesi

◊

tour de contrôle — kontrol kulesi

2 gratte-ciel gökdelen [ɟœcde'len]

◊

vivre dans une tour — bir gökdelende yaşamak

3 aux échecs kule [ku'le]

◊

prendre une tour — kulelerden birini almak

II

n m

1 contour çevre [ʧev'ɾe]

◊

mesurer son tour de taille — belinin çevresini ölçmek

2 faire le tour de dolanmak

◊

faire le tour du lac — gölün çevresini dolanmak

3 promenade dolaş

◊

faire un tour — dolaş atmak

4 rotation çevirme [ʧeviɾ'me]

◊

donner un tour de clé — anahtarı bir kere çevirmek

5 astuce elçabukluğu

◊

tour de magie — sihirbazlık

6 jouer un tour à qqn birine oyun oynamak

7 bon moment sıra bekleme

◊

attendre son tour pour jouer — oynamak için sırasını beklemek

◊

C'est ton tour. — Senin sıran.

♦ à tour de rôle sırayla

◊

prendre la parole à tour de rôle — sırayla söz almak

♦ tour à tour sırasıyla

◊

Il est tour à tour drôle ou triste. — O sırasıyla neşeli veya üzgündür.

8 dans une élection seçim turu

◊

voter au second tour — ikinci turda oy kullanmak

9 évolution yol alma

◊

affaire qui prend un mauvais tour — kötü yol almaya başlayan bir iş